top of page

BARIŞ TOLGA DEMİRCİGİL

Ara
  • Yazarın fotoğrafıBARIŞ TOLGA DEMİRCİGİL

Pipo Kafası

Güncelleme tarihi: 28 Ara 2020

"Yaşam dediğin büyük alt-üst oluşların, büyük gel-gitlerin toplamından mı oluşuyor" diye düşündüm kendi kendime. Tutarlı olmak için çaba harcarken bir anda değişen dengelerin ruhlarımızda yarattığı sarsıntılar neticesinde zik-zaklar çizmek durumunda kalmıyor muyuz? Öyle anlar geliyor ki; dün tüm kalbimizle inanarak savunduğumuz her ne varsa bugün tam tersini savunabiliyoruz öyle değil mi? Neticede en iyi adapte olabilen canlı olarak türümüz bu konuda pek mahir...


Çelişkili davranışımızın temelinde beynin iki parçadan oluşması; bu parçalardan birinin deneyimleme olayından, diğerinin ise deneyimlenen şeyin nedenselleştirilmesi işinde görev alması yatıyor.


Nedenselleştirme işinde kendimize yontma, kendimizi haklı çıkarma gibi öznel yönelimler sergiliyoruz. Tarım Toplumuna geçişle birlikte oluşturduğumuz kurallar bütünü içerisinde insanı "eşref-i mahluk" olarak nitelendirmeye iten de bu öznel yönelimler aslında. Yaratılanların en şereflisi olarak başka canlıları kendi adımıza besleyip kurban etmenin gerekçesini de böylelikle oluşturmuş olmuyor muyuz?


Üretim ilişkileri ve üretim şekli insanın davranış biçimine yön veriyor. Üretimde hakim olan sınıf kendi ihtiyaçları doğrultusunda değerler ve kurallar bütünü belirleyip geri kalanlara dayatıyor. Geçmişe baktığımızda sözünü ettiğimiz bu ilişkilerdeki değişim baş döndürücü bir hızla gerçekleşmiyor; dolayısıyla toplumsal yaşamı belirleyen değer ve kurallar da daha uzun bir zaman diliminde farklılaşıyordu. Son onbeş-yirmi sene içerisinde şahit olduğum farklılaşma başımı öyle bir döndürüyor ki; başımın bu dönüşünden enerji elde edilmeye kalkılsa fosil yakıtlara olan ihtiyaç bir anda sona ererdi herhalde...


Sefiller, İki Şehrin Hikayesi, Germinal gibi romanlar Sanayi Devrimi ile dönüşen Avrupa Toplumlarındaki idealist aydınların gördükleri açlık ve sefalet ile ilgili endişelerini yansıtır. Kahramanlık bazen de ayna tutarak gerçekleştirilen bir eylemdir. Zola, Dickens, Hugo böyle büyük kahramanlardır.


Peki bizim çağın ayna tutan kahramanları kim? Yani; bundan on sene sonra dijital çağın toplumlarda yaratacağı değişiklik ile alakalı sarsıntılar, bu endişe halinin bizlerde yarattığı gerginlik kim tarafından kaleme alınıyor?


Acaba yüz yıl sonra nasılsa robotlar tarafından idare edilecek Dünya için kimse bir şeyler bırakmak istemiyor olabilir mi?


24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hoşçakal On Numara...

İki futbolcu tipi akılda kalmıştır hep. Yüreği ile oynayan, bir de bileği ile oynayan. Diğerleri maalesef tarih sayfalarının pusları arasında yer bulabilirler kendilerine. Yüreğiyle oynayan futbolcu y

bottom of page