Güneş Kremi ve Zihnimdeki Küçük İskender
- BARIŞ TOLGA DEMİRCİGİL
- 7 Tem 2018
- 1 dakikada okunur
Kızılay'da güzide bir mekanda çay içiyordum. O esnada hemen yanımda oturan bir grup insan içindeki yurdum abisi, kullandığı güneş kreminin pek bir özel olduğunu çünkü güneşin en zararlı ışınlarının bu krem sayesinde bertaraf edildiğini söylüyor ve vurucu tümcesini sona saklıyordu...
''Diğerleri sadece kimyasal içeriyor''
Eczacı olmamın algımda yarattığı seçicilik sebebiyle tümcesinin içinde geçen 'güneş kremi' söz grubu, bulundukları masaya istemeden de olsa dönmeme neden oldu. Vurucu tümcede kullandığı 'kimyasal' kelimesi ise yüzümde bir tebessüm oluşmasına neden oldu.
''Bayım!. Tepeden tırnağa siz de kimyasalsınız'' diyecek oldum. Yutkundum. Şimdi yanlış anlar ve küfrettiğimi zannedip ''sensin kimyasal'' derse ve ben de sinirlerime hakim olamayıp bir şey söylemek istersem... Ve aynı şekilde anlamsız bir şey söyleyemezsem diye korktum.
O esnada zihnimdeki Küçük İskender söze başladı..
Ay kıvrılırsa diye Kan kıvranırsa diye Can sıçrarsa ölürken bir yerlere Daha da ölürsem diye korktum Seni bir kaç saniye düşünürsem; Sessem, sersem bir heceysem eğer Seni bir kelime edersem diye korktum Seni kötü bir cümlede kullanırsam Adını söylerken takılırsam, yanlış telaffuz edersem Böyle bir günah işlersem Tanrı affeder diye korktum...
Ata Barış geldi. Açıkta kalan belime dokunup beni huylandırmak suretiyle uyandırdı. ''Baba bir şekerine baktır istersen. Bu aralar yemekten sonra uyuklama huyu edindin'' dedi...

Comments